Süleymaniye Camii
Kanuni Sultan Süleyman tarafından, tahta çıkışının otuzuncu yıldönümünü kutlamak amacıyla 1550 – 1557 yılları arasında Mimar Sinan’a yaptırılan cami ve külliyesi, boğaza ve haliç’e bakan İstanbulun 3. Tepesinde yer almaktadır.
Süleymaniye camii ve külliyesi, Osmanlı dönemi mimarisinin en önemli eserlerinden birisidir. Yüzyıllardır İstanbul irili ufaklı birçok deprem geçirmiş olmasına rağmen üzerinde tek bir çatlak dahi oluşmamıştır. Mimar Sinan‘ın 85 yaşında kalfalık eserim diye nitelendirdiği bu külliye Osmanlı imparatorluğunun şaheser sanat eserlerinden biri olarak hala görenleri hayranlık içinde bırakır.
Süleymaniye Camii, medreseler, hastahane, sıbyan mektebi, hamam, kütüphane, imaret ve dükkanlarla birlikte bir yapılar topluluğudur.
Camii, avlusu ile birlikte dikdörtgen şeklinde olan harem kısmı 68 x 63 metre ölçülerindedir. 26,5 metre çapında ve 53 metre olan düz pandantifli kubbe, 4 kalın kemer üzerinde oturmakta ve kaidesinde yuvarlak kemerli 32 pencere bulunmaktadır. Sütunlardan biri Topkapı Sarayından, biri kız taşından biri Lübnan Bekaa vadisinde bulunan Baalbek tapınağından bir diğer ise Mısırın İskenderiye şehrinden getirilmiştir. Mihrap ve cümle kapısı tarafında 2 yarım kubbe bulunmaktadır. Yanlarda, ayaklar arasında mukarnas başlıklı ikişer mermer sütuna dayanan 3 sivri kemerli galeri uzanmaktadır.
Camii 138 pencereden ışık almaktadır. Camii avlusunun dört köşesine birer minare yerleştirilmiştir, bunlardan avluya bitişik olan ikisi üç şerefe ve 76 metre yüksekliğinde, diğer ikisi ise ikişer şerefeli ve 56 metre yüksekliğindedir.
28 revağın süslediği avlunun, ortasında bir şadırvan yer alır. Dört minare, Kanuni Sultan Süleyman’ın İstanbulun fethinden sonraki dördüncü padişah olmasını simgelerken, on şerefesi ilede Osmanlının kuruluşudan bu yana tahta geçen 10. Padişah oluşuna atıfta bulunur.
Süleymaniye Camii’nin özelliklerinden biri akustiğinin mükemmel olmasıdır. Seslerin camiinin her köşesine mükemmel ve eşit dağılması için ana kubbeye, ağızları içeri doğru açılan 64 küp yerleştirilmiştir. Bu küpler ayrıca stalaktitlerin altınada konulmuştur. Camiinin zemininde sesi aksettiren, tuğladan boşluklar yapılmıştır. Mimar Sinan, camiinin aydınlatması için kullanılan mum ve kandillerin islerini bir yerde toplamak için bir is odası tasarlamış ve düzenli hava akımı sayesinde burada toplanan is mürekkep olarak kullanılmıştır. Mürekkep o kadar kaliteli oluyormuş ki kağıt komple yok edilmeden silinmesi mümkün olmuyormuş.
Camii’nin içini her türlü haşerat ve örümcek ağlarından korumak için ise muhtelif yerlere birçok deve kuşu yumurtası asılmıştır. Yıllar boyu çalınan ve kırılan birçok yumurta olsa da halen orijinal haliyle asılı olan yumurtalar vardır. Camii’de kullanılan çiniler İznik’ten getirilmiştir. Camii camlarında kullanılan vitray desenleri dönemin ünlü vitray ustası Sarhoş İbrahim tarafından yapılmıştır. Camiinin içerisinde hat sanatının nadide örnekleri yer almaktadır. Hat sanatı eserlerinin ustaları, meşhur hattat Ahmed Karahisari ve Hasan Çelebi’dir.
Camii Külliyesi: Camii’ye ait külliyenin büyük bir kısmı günümüze dek gelebilmiştir, Camii haziresinde yeralan Hürrem Sultan türbesi oldukça sade görünümlü fakat içini süsleyen İznik çinileri türlerinin en iyi örnekleridir. Kanuni’nin türbesi ise sekizgen şekilli ve revaklarıyla oldukça değişik bir türbedir, Mimar Sinan türbenin kubbesine yerleştirdiği değerli taşlar ile padişahın üstüne yıldızlı bir gözyüzü yaratmıştır.
Hamam: Mimar Sinan’ın en hayranlık uyandıran hamanlarından biri olan Süleymaniye hamanı, esas olarak külliye çalışanları için planlandığıdan çifte haman olarak yapılmıştır ve halen kullanılmaktadır.
Mimar Sinan Türbesi: Bu dünyadan ayrılmadan kısa bir süre önce Süleymaniye yakınların da yaptırdığı türbe bir yol çatalından üçgen bir alana yapılmıştır. Sebil’in hemen arka tarafında 6 sütunlu dört tarafı açık bir türbedir.
Darüttıb: Bu bölüm tıp öğrenimi yapılan bir medresedir. Külliyenin en küçük yapısıdır.
İmaret: Sadece yoksullara değil aynı zamanda külliye de çalışanlara ve medrese öğrencilerine yemek pişirilen bir yer olmuştur. Darüşşifa da bu yapının içinde yer alır.
Tabhane: Burası külliye de kullanılacak erzağın muhafaza edildiği yerdir.
Darülkurra: Süleymaniye Camii’nin arkasında ki hazireyi çeviren duvarların güneye bakan yüzünün ortasındadır, bura da Kuran’ı 7 kıraat üzere okuyan hafızlar yetiştirilmektedir. Bunlardan başka sübyan mektebi (ilkokul), Evvel (birinci) ve Sani (ikinci) medresesi, Rabi ve Salis medresesi ile mülazim medresesi yer almaktadır.
Hesap Çeşmesi: Tiryaki çarşısının içindeki bu çeşmede külliyenin bir parçasıdır, külliyenin sularının buradan taksim edildiği, bir rivayete göre de Mimar Sinan‘ın çalıştırdığı ustalara yevmiyelerini burada dağıttığı için Hesap Çeşmesi denilmiştir.
Ziyaret Saatleri ve Konumu
Süleymaniye Camii saat sabah 08:00 ile akşam 21:30 arasında ziyaret edilebilir ve ücretsizdir.