Dolmabahçe Sarayı
Dolmabahçe Sarayı; yapımı Osmanlı’nın son dönemlerine denk gelen bu göz alıcı saray, 31. Osmanlı padişahı Abdülmecit tarafından yaptırılmıştır. Sarayın bugün bulunduğu yer, eskiden kaptan paşaların donanmalarını demirlediği, geleneksel denizcilik törenlerinin yapıldığı doğal bir liman olarak kullanılan bir koymuş hatta Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethi sırasında Haliç’e indirdiği gemileri karaya buradan çıkardığı bile iddia edilir. 17 yüzyıldan itibaren koy, bataklığa dönüşmeye başladığı için doldurulmaya başlanmış ve Dolmabahçe adıyla padişahların Boğazdaki has bahçelerinden biri konumuna gelmiş, daha sonraları çeşitli padişahlar tarafından kasırlar ve köşklerle donatılan Dolmabahçe, Beşiktaş sahil sarayları adıyla anılır olmuş.
Sultan Abdülmecid döneminde (1839-1861) ahşap ve işlevsiz Avrupai üslupta, hem misafir ağırlama hem devlet işlerini yürütme, ikamet ve sayfiye amaçlı bir saray inşasına karar verilmiştir. Sarayın yapımına 1843’de başlanmış ve 1856’da bitirilmiştir. Dönemin meşhur mimarlarından Garabet Balyan ve oğlu Nigoğos Balyan tarafından inşa edilmiştir. Satay bugünkü Beşiktaş ve Kabataş arasındaki bölgede yer alır. Cephesi boğaz kıyısında 600 metre boyunca uzanmaktadır. Geleneksel Osmanlı mimarisinin Rokoko,Barok ve Neo-Klasik tarzlarla harmanlandığı bir yapıdır. Dışarıdan bakıldığında Avrupai uslüpların ağır bastığı ama içerideki planlamada geleneksel Türk evlerinin çok büyük boyutlu bir şekli görülmektedir. 1856’dan, 1924’e kadar 6 padişah ve bir osmanlı halifesi tarafından kullanılan yapının son Osmanlı hanedan üyesi, Abdülmecit efendidir.
Saray 110.000 metrekareyi aşan bir alan üzerine kurulmuştur. Ana yapının dışında 16 bölümden oluşur, eczanelerden mutfaklara, kuşluklar, saray ahırları, camhane, dökümhane, tatlıhane gibi çeşitli amaçlarla ayrılmış yapılardır. II. Abdülhamit döneminde ise Saat kulesi ve Hareket köşkleride eklenmiştir. Sarayın ana binası 3 bölümden oluşmaktadır. Mabeyn-i Hümayun (Selamlık), Muayede Salonu (Tören Salonu) ve Harem-i Hümayun. Mabeyn-i Hümayun, devletin iç ve dış işlerinin yürütüldüğü, Harem-i Hümayun padişah ve ailesinin özel yaşam alanı, Muayede Salonu ise bayramlaşmalar ve önemli devlet törenleri için kullanılan yerdir. Ana duvarları taştan, iç duvarları tuğladan döşemeleri ise ahşaptır. Saray’a 1910 – 1912 yıllarında elektirik ve kalorifer tesisatı döşenmiştir. 45.000 metrekarelik kullanılır alana sahip olan dolma bahçe sarayında 285 oda, 46 salon, 6 hamam ve 68 tuvalet vardır. İşlevi ve ihtişamı ile Mabeyn bölümü sarayın en önemli bölümüdür. Girişteki Medhal Salon, üst kat ile bağlantıyı sağlayan kristal merdiven, elçilerin ağırlandığı Süfera (Sefiler Salonu) Salonu ve huzura çıktıkları kırmızı oda imparatorluğun gücünü ve görkemini vurgulayacak şekilde süslenmiştir. Harem, sarayın üçte ikisini oluşturmaktadır. Valide sultan dairesi, mavi ve pembe salonlar, padişah annelerinin, şehzade ve sultanların yatak odaları, kadınefendi odaları, Atatürk’ün çalışma ve yatak odası, ayrıca sayısız sanat eserleri, halılar, vazo, avize, tablo gibi bir çok değerli ve etkileyici parçaları barındırır, Harem ve Mabeyn bölümlerinin ortasında yer alan Muayede Salonu sarayın en görkemli kısmıdır. 2000 metrekareyi aşan alanı ile Dünyanın en büyük saray içi salonuna sahiptir. 56 sütunu, 36 metre yüksekliğinde ve 24 metre çapındaki kubbesi ve jubbeye bağlı 4.5 ton ağırlığındaki 664 ampul ile aydınlatılan İngiliz kraliçesi Victoria’nın armağan ettiği kristal avize göz kamaştırıcı güzelliktedir.
Geleneksel bayramlaşma törenlerinde Topkapı sarayında bulunan altın taht bu salona getirilir ve padişah devletin ileri gelenleriyle bu tahtta oturarak bayramlaşırdı. Galeriler ile elçilik görevlikleri, bay ve bayan konuklar ve saray orkestrasına ayrılmıştı, salondaki 124 metrekarelik hereke halısıda dikkat çekici ayrıntılardan biridir. Sarayın iç dekorasyonunu M. Sechan isimli bir fransız yapmıştır, Abdülmacid Secah’ın çıkardığı işten o kadar memnun kalmıştır ki Sechan’a ücretini ödemeyle kalmamış birde nişan takmıştır.
Saraydaki Baccarat ve Bohemya kristalleri, Hereke halıları, Sevre ve Yıldız porselenleri olağanüstü güzelliktedir. Sarayın yerleri sarayın dokuma evinde ve Hereke’de dokunmuş toplamda 445 metrekare halı ile döşenmiştir. 1924’e kadar Osmanlının yönetim merkezi olan saray 1927 – 1949 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı makamı olarak hizmet vermiş. Bu dönemde protokol ve ziyarete kısmen açık olsa da 1984 yılından itibaren müze-saray olarak bütün birimleri ziyarete açılmıştır.
Günümüzde Sarayın değerli eşyalarının sergilendiği iki adet değerli eşyalar sergi salonu, iç hazine sergi binası, milli saraylar tablo koleksiyonunun uzun süreli sergiler biçiminde ziyaretçilere sunulduğu sanat galerisi, Mabeyn bölümündeki Abdülmecid kütüphanesi sarayda sergilenen başlıca bölümlerdir.
Atatürk’ün Cumhuriyet döneminde, İstanbul ziyaretlerinde ikamet ettiği ve son günlerini burada geçirip 1938’de burada hayata veda etmesi kuşkusuz Dolmabahçe sarayının en önemli olayıdır. Sevgili Atamızın anısına saraydaki tüm saatler onun ölüm saatinde durdurulmuştur.
Ziyaret Saatleri ve Konumu
Dolmabahçe Sarayı pazartesi günleri hariç diğer günlerde sabah saat 09:00 ile akşam saat 17:30 arasında ziyaret edilebilir. Tüm bölümlerinin gezilebildiği biletin ücreti ise kişi başı 200 TL dir.