Bursa Ulu Camii
Geçmişten geleceğe bir anıt gibi yükselen, tarihin derinliklerinden birçok gizem fısıldayan Bursa Ulu Camii, kapalı namaz kılma alanı bakımından Türk tarihinde yapılan en büyük cami olma özelliği taşıdığından oldukça önemlidir. Sultan Ahmet, Süleymaniye gibi camiiler daha büyükmüş gibi dursa da, onlar duvarlarla çevrili avluları ve çok yüksek tek kubbe ile örtülü oldukları için bu izlenimi verirler. Bursa Ulu Camii ise çok kubbeli, alçak tavanlı ve içindeki çok sayıda sütunları ile daha küçük gibi algılanır ama Türk tarihinin namaz kılma bakımından en büyük camisi Bursa Ulu Camii’dir.
Erken Osmanlı mimarisinin klasik örneklerinin başında yer alır. 1. Beyazıt tarafından 1396-1399 yılları arasında yaptırılan dikdörtgen planlı cami, 5000 metrekare olup, 20 kubbeyle örtülmüştür. Mimarı, Ali Neccar olarak bilinmektedir. Çok ayaklı cami tarzının en klasik örneği sayılır. Her biri dörder kubbeli 5 bölümden oluşur. Tam ortadaki kubbe açık olarak planlanmıştır. Telle örtülü bu orta kubbenin altında havuzlu 18 köşeli bir şadırvan bulunur. Yağmur suları bu şadırvanda toplanır ve giren ışıkta camiiyi aydınlatırmış. Günümüzde bu açık kubbe, camekan ile kapatıldığı için yağmur suları havuza ulaşamasada ışık camiyi halen aydınlatmaktadır.
Sekizgen kasnaklara oturan kubbeler mihrap duvarına dik, beş sıra halinde yapılmıştır. Düzgün kesme taşlarla inşa edilmiş beden duvarlarının kalınlığı yer yer 2 metreyi geçmektedir. Son cemaat yeri bulunmayan yapının kuzey cephesinde, köşelerde 2 minaresi vardır. Batı köşesindeki minaresi bütünüyle mermerdir. 1. Mehmet’in yaptırdığı doğu köşesindeki minare ise camii’nin beden duvarından 1 metre kadar ayrıktır. Şerefeler her iki minarede de aynı olup tuğlalı mukarnaslarla bezelidir. İki minarenin de kurşun kaplı külahları, 1889’daki yangında ortadan kalkınca bugünkü boğumlu taş külahlar yapılmıştır. İçindeki 65 metrekare büyüklüğündeki havuzlu şadırvan ve duvarlarında yer alan dev boyutlu yazılar, Ulu Camii’in kendine özgü özellikleridir. Günümüzde Ulu Camii de 21 hattat tarafından yazılmış 45 levha ve 87 duvar yazısı bulunmaktadır.
Ulu Cami Minberi
Ulu Camii’nin minberi ise başlı başına bir sanat eseridir. En büyük özelliği ise minberin üzerine, güneş sisteminin kabartma bir formla işlenmiş olmasıdır. Gezegenlerin her biri yörünge hareketleriyle birlikte, kabartma motifler halinde güneşe olan uzaklık ve aralarından büyüklük farklarıda verilerek olması gereken pozisyonlarda yer almaktadır. Dünyanın yuvarlak olup olmadığının bile tartışıldığı bir devirde, böylesine bir çalışma çok etkileyici ve üzerinde çalışılması gereken bir konudur. Devaklı Abdülaziz oğlu Mehmet tarafından yapılan taç kapısıda sert ceviz ağacından ve hiç çivi kullanılmadan yapılmış görülmeye değer ayrıntılardan birisidir.
Ulu Cami'deki Haç ve Yahudi Yıldızı Süslemeleri
Bursa Ulu Camii’nin henüz nedeni tam olarak bilinmeyen bir başka özelliği ise kuzeye bakan kapının, penceresinin üst kemerinde bulunan Haç, Yahudi yıldızı ve henüz neyi temsil ettiği bilinmeyen şekillerin olmasıdır. Aynı şekilde kuzey kapısının solundaki minarenin yanında bulunan pencerenin parmaklıkları diğerlerinden farklı olarak Haç şeklinde ve etrafının kilise mihrabı tarzında, beyaz mermerlerden olmasıdır. Bu durum ile ilgili tek tarihi bilgi ise 1860’lardaki büyük depremde hasar gören camii’nin onarımı için yahudi ve hıristiyan bankalardan borç istenmiş, onlarda parayı hibe edeceklerini ancak cami pencerelerinde böyle süslemeler istediklerini bildirmişlerdir. Bu durumu mecburen kabul eden devlet yöneticileri daha sonraki yıllarda bir tanesinin bırakarak diğer tüm süslemeleri sildirmişlerdir.
Mısır seferinden sonra Mekke de onarıma girmiştir, bu arada Kabe'nin örtüsü İstanbuldan gönderilen yeni örtüyle değiştirilmiş ve eski örtü Bursaya getirilip Ulu Camii’ye hediye edilmiştir. Saf altın ipliklerle işli olan örtü yüzyıllar boyu sapa sağlam kalmış ama ne yazıkki daha sonra yapılan hatalı restorasyonlar ile Cami rutubet almış ve yüzlerce yıl sağlam duran işlemelerin bir kısmı dökülmüştür. Bugün yanlızca parlak ışık altında, üzerindeki işlemeleri görmek mümkündür. Örtü günümüzde Hutbenin sağ tarafında yüksekçe bir yerde asılı olarak teşhir edilmektedir.
Bursanın kent merkezinde bulunan Ulu Camii varlığını sürdürdüğü müddetçe mistik havası ve tarih kokan huzurlu atmosferiyle insanları ceszbetmeye devam edicek nitelikte bir yapıdır.
Mevlüt'ün yazarı Süleyman Çelebi hayatı boyunca Ulu Cami’de imamlık yapmıştır.
Ziyaret Saatleri ve Konumu
24 Saat ziyaret edilebilir. Giriş ücretsizdir.