Beylerbeyi Sarayı
Boğaziçini süsleyen nadide yapılardan biride Beylerbeyi sarayıdır. Adeta bir biblo gibi zarafetiyle göz okşayan bu yapı, boğazın Anadolu yakasında Üsküdar semtinde yer alır. Beylerbeyi ve çevresinin bulunduğu alanın yerleşim yeri olarak kullanılmaya başlanması, tarihte oldukça gerilere gider. 18. Yüzyılda yaşayan, gezgin İnciciyan’a göre Büyük Konstantinus’un diktirdiği bir haçtan dolayı Bizans döneminde “İstavroz Bahçeleri” adıyla anılıyormuş. Bölge, Osmanlı döneminde ise padişahların hasbahçelerinden biriymiş. Beylerbeyi, adını III. Murat döneminde (1574-1595) Rumeli beylerbeyi olan Mehmet Paşanın buradaki yalısından almıştır. II. Mahmud döneminde yapılan ahşap sarayın yanmasıyla bugünkü saray inşa edilmiştir.
Sultan Abdülaziz tarafından 6 Ağustos 1863’te Cuma günü yapılan bir törenle açılmıştır. Yapının mimarı, dönemin tanınmış Balyan ailesinden, Serkis Balyan’dır. 2.500 metrekare bir alana inşa edilen saray, yüksek bir bodrum üzerinde duran iki katlı, kagir bir yapıdır. Bodrum katı mutfak ve depo olarak kullanılmıştır. Her iki katta 6 salon, 24 oda, 1 hamam ve 1 banyo bulunmaktadır. Sarayın güney kesimi Mabeyn-i Hümayın, kuzey kesimi ise Valide dairesi olarak düzenlenmiştir.
Bohemya kristal avizeleri, Fransız saatleri, Çin, Japon ve Fransız yıldız vazoları görülmeye değer nadide sanat eserlerinden bazılarıdır. Batı üsluplarının, Doğu üsluplarıyla kaynaştırıldığı sarayın iç bölümleri ve orta sofaya açılan odalardan oluşan mimarisi, geleneksel türk evi planına benzerlikler gösterir. Yazlık saray olması nedeniyle sürekli kullanılmayan Beylerbeyi sarayı, Abdülaziz ve II. Abdülhamit’in saltanat yıllarında, yabancı devlet hükümdarları ve devlet başkanlarını ağırlamasından dolayı, devlet konuk evi işlevinide kazanmıştır. Sırp Prensi, Karadağ Kralı, İran Şahı ve Fransız İmparatoriçesi Eugenie bunlardan bazılarıdır.
II. Abdülhamit’te hayatının son 6 yılını bu sarayda geçirmiş ve burada ölmüştür. Beylerbeyi sarayı Cumhuriyet döneminde de yabancı devlet konuklarını ağırlamıştır. Anadolu yakasındaki özel konumuyla, geniş bahçe ve korularıyla “Sahil Saray” kavramının seçkin örneklerinden birisidir. Yapı, yamaçlara doğru setler biçiminde yükseldiğinden “Set Bahçeleri” adıylada anılır. Üst set bahçesinin içinde yer alan havuzun çevresindeki Sarı Köşk, saltanat atlarının barındığı ve devrinin en ilginç örneği olan Ahır Köşk ve eski saraydan kalan Selsebilli Mermer Köşk zarif görünüşüyle Osmanlı saray mimarlığının en güzel örneklerindendir. Beylerbeyi sarayının en ilginç detaylarından biride, set bahçelerinin altından geçen tüneldir. Tünelin ortasında yer alan çeşmenin yazıtında II. Mahmudun adı geçmektedir, buda bize, tünelin tarihlendirilmesinde önemli ipuçları veriyor. II. Mahmud döneminden kalan bu tünel, kıyı yolunun işlevini sağlarken aynı zamanda yüksek duvarların ötesi ile bahçelerin bağlantısınıda kurmaktadır.
Tarih ve sanat meraklıları için ve o dönemin atmosferini azda olsa anlamak isteyenler için İstanbul da görülmesi gereken yerlerin başında gelir.
Ziyaret Saatleri ve Konumu
Beylerbeyi Sarayı pazartesi günleri hariç diğer her gün sabah 09:00 ile akşam 17:30 arasında ziyaret edilebilir. Bahçesi ve rıhtım bölümü ise gece saat 22:00'a kadar ziyaretçi kabul etmektedir.