III. Ahmet Çeşmesi

III. Ahmet Çeşmesi

İstanbul’un en güzel ve en görkemli meydan çeşmelerinden ve Lale Devrinin günümüze ulaşabilmiş en zarif örneklerinden biri olan III. Ahmet Çeşmesi, Ayasofya’nın yan tarafında, Topkapı Sarayı’nın ise Bab-ı Humayun kapısının önünde yer alır. Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın önerisi ile III. Ahmet tarafından 1728 yılında yaptırılmıştır. Osmanlı da ilk batı etkilenmelerininde görüldüğü dönem olan Lale Devri, çeşmenin barok üslupla yapılmasında etkili olmuştur. Çeşmenin bulunduğu yerde, Bizans döneminde de bir çeşme varmış, adı Geranion (Turna Kuşu) anlamına geldiğinden halk arasında “Turnalı Çeşme” olarak anılırdı.

III. Ahmet Çeşmesi, beyaz mermeden yapılmış olup 4 taraflıdır. 4 Yüzüne de çeşme yapılmış, köşelerde ise yarım daire şeklinde dökme tunçtan birer sebil bulunmakta ve yapının içinde de sekizgen bir su haznesi vardır. Çeşmeler iki renkli, sivri kemerli niş’e sahip olup, cephelerden birin de çeşmenin yanlarında nişler yerine birer ahşap kapı bulunmaktadır. Çeşmenin her cephesi ayrı bir şekilde bezenmiş olup, en süslü ve en güzel bezenen cephe ise Topkapı Sarayına giden yol üzerinde ki Ayasofya ya bakan taraftır, bu cephe de musluğun iki yanında ki kabartma gövdeli ve uzun boyunlu vazolar içinde çiçek demetleri resmedilmiştir. Çeşmenin üzerindeki madalyonun içinde ise “Maşallah” yazısı bulunmakta ayrıca III. Ahmet’in beyitide bu yüzde bulunur.

Aç Besmele İle İç Suyu
Han Ahmet’e Eyle Dua

Şeklindeki bu beyit ebcet hesabına göre (Hicri 1141, Miladi 1728) çeşmenin yapıldığı yılı işaret etmesi bakımından ilginç bir detaydır. Çeşmenin çatısı kurşun kaplı ve ahşap olup sebillerin üzerine küçük birer kubbe oturtulmuş, ortada da bir büyük kubbesi ile toplam 5 kubbeli, kubbeleride kurşun kaplı ve uçlarında altın yaldızlı alemler vardır. Çatı dışa doğru genişletilmiş ve köşeleri dairesel olarak döndürülmüş hem çeşmenin ana yapısını hem de insanları güneş ışığından, yağmurdan ve diğer çevresel etkilerden korumuştur. Saçakların alt taraflarında üzüm salkımları, nar ve armut gibi meyvelerin kabartma tasvirleri ile süslenmiş motifler mükemmeldir. Saçağın altında, çeşmeyi boydan boya saran yeşil renkli çini bordürler yapıyı daha da göz alıcı hale getiren detaylardan olup çeşmeyi çepe çevre kuşatan ve talik hatla yazılan yazı ise devrin ünlü divan şairlerinden Seyyid Vehbi’nin bir kasidesidir. O devirlerde bu tip meydan çeşmeleri halkın su ihtiyacını karşılar, sebillerden ise özel günlerde halka şerbet dağıtılırmış.

III. Ahmet Çeşmesi taş ve bronz işçiliği, incelikli hat yazıları, ahşap kabartmaları, kubbeleri ve saçaklı çatısı ile Osmanlı’nın en zarif ve göz alıcı yapılarından biridir. Ünlü İtalyan yazar Edmondo de Amıcıs’in İstanbul seyahatinden sonra kaleme aldığı, İstanbul adlı seyahatnamesinde dediği gibi “Bu çeşme Türk sanatının en özgün, en gösterişli anıtlarından biridir. İllede açıp, içinde bir çocuk tanrıçamı, devasa bin inci mi yoksa sihirli bir yüzük mü var diye bakma isteği uyandıran bir mücevher kutusudur.”

Ziyaret Saatleri ve Konumu

24 saat açıktır.

premium bootstrap themes

Read more

Update cookies preferences